Zaman ve Ben





Kesişen ve uzaklaşan zaman, buluşan ve ayrılan ben..

Birden fazla zaman akar.  Zaman tek değildir. Birbirine paralel evrenler gibi -bizim ve ötekilerin- zamanlarımız da akar. O statik değil, canlıdır.  Kimi hızlı, kimi  yavaş, bazı olaylarda donar, uyuşur, bitkisel hayata girer. Aynı anda hem anı hem geçmişi hem de geleceği yaşarız. Bazen insanlarla buluşuruz bazen firaka düşeriz.  Bazen günü kurtarmak gerekir, kararlılığımıza paralel bu tercih yarar sağlar, doğru bir adım olur. Bir amacımız, bir nedenimiz yoksa kaybettirir. Hem kendimizi hem geleceğimizi hem ötemizi.

Bu mudur Yazgımız?





Her şey ne kadar da sıkıcı ve seviyesiz.
Eskinin yeniyi ele geçirmeye çalıştığı bir dönemi idrak ediyoruz.
Eskiden laikler korkardı Türkiye İran olmasın diye.. .Asıl korkularının Osmanlı Türkiyesi ideali olduğunu pekala biliyorlar.
Acaba diyorum kim yönetmiş, ne olmuş, ne bitmiş diye merak dahi etmeden yaşayıp gitmek daha mı sağlıklı..➤

Dostluk Karavanı

2013-2017 yılları arasında TRT Türk ve Avaz kanallarında yayınlanan, Meliha Çelik'in hazırladığı Dostluk Karavanı programından anılar...


Karavanda kahvaltı, İspanya/Granada








İspanya/Endülüs-Ronda




'her zerrede ölen benim...'





Ne kadar uzaktık Dicleden
Çok yakınında doğmuşken
Dicle ki aşağılarda köpüklerinden
Bir şehir doğurmuş Bağdattır bu senin ülken
Bağdattır bu kardeşim senin ülken
Ayın Dicleye düşüp toprağa yükselmesi yeniden
Ayna koparmak boyuna ayna koparmak güneşten
Senin şehrin benim şehrim ve hepimizin şehri
Bir nehrin şehri ki bizi yıkamıştır ruh ve beden
İçimizde akmıştır gece ve gündüz demeden

Ve bir şehir ki haber verir
Gök yaratılmadan önceki gökten

Görmedim Bağdatı ne kadar görmek istemişken
Bizi mahrum bırakmışlar birbirimizden
..........

Ve bir haberci diyor ki: n'oldu Bağdat
Nerde onu koruyan sur ve perde
İnsan ki yaşar eserde

Devrilen her taş benim taşım
Yakılan her ev benim
Taşta suda hurmada
Kuş boğazında
Otomobil tekerinde petrol zerresinde

Her zerrede ölen benim
Ölen Bağdat benim

Ve diyor ki haberci
Yanan ay sönen gün benim
Çöken akşam gelen geceyim ben

Neden anlamadın bütün bunları sen
Ey Bağdat'ın altın anahtarını küle çeviren


(Sezai Karakoç "Alınyazısı Saati", -Şiirler 8.)