'her zerrede ölen benim...'





Ne kadar uzaktık Dicleden
Çok yakınında doğmuşken
Dicle ki aşağılarda köpüklerinden
Bir şehir doğurmuş Bağdattır bu senin ülken
Bağdattır bu kardeşim senin ülken
Ayın Dicleye düşüp toprağa yükselmesi yeniden
Ayna koparmak boyuna ayna koparmak güneşten
Senin şehrin benim şehrim ve hepimizin şehri
Bir nehrin şehri ki bizi yıkamıştır ruh ve beden
İçimizde akmıştır gece ve gündüz demeden

Ve bir şehir ki haber verir
Gök yaratılmadan önceki gökten

Görmedim Bağdatı ne kadar görmek istemişken
Bizi mahrum bırakmışlar birbirimizden
..........

Ve bir haberci diyor ki: n'oldu Bağdat
Nerde onu koruyan sur ve perde
İnsan ki yaşar eserde

Devrilen her taş benim taşım
Yakılan her ev benim
Taşta suda hurmada
Kuş boğazında
Otomobil tekerinde petrol zerresinde

Her zerrede ölen benim
Ölen Bağdat benim

Ve diyor ki haberci
Yanan ay sönen gün benim
Çöken akşam gelen geceyim ben

Neden anlamadın bütün bunları sen
Ey Bağdat'ın altın anahtarını küle çeviren


(Sezai Karakoç "Alınyazısı Saati", -Şiirler 8.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder