Tek ayakkabılar ülkesi...




(Prens/ Federico Andahazi )

 

  (Onu ötekilerden korumalıydık, ama her şeyden önce kendimizden korumalıydık; ihanet geçerli akçe olmuştu. İhanetle ödeme yapma, intikamla maaş alma alışkanlığı edinmiştik. Köpek dişlerinin iyi bir fiyatı olduğunu biliyorduk.)

 

Nedense Andahazi’nin bu kitabı Türkiye’de pek gündem olmadı. İş bankasından 2005’te basılmış. Oysa İstanbul’a da özel bir bölüm ayırıyor.

Roman, birbirini tamamlayan üç bölümden oluşuyor. 

Birinci kitap,  Göğe yükseliş’te  Gökyüzü krallığı ve Sonsuz uyku başlığında iki bölümden meydana geliyor.

İkinci Kitap, Doğduğu günden göğe yükselişine dek Prens’in hayatının kronolojisi adı altında; Düşmüş Melek ve Taç giyme bölümlerinden müteşekkil.

Üçüncü Kitap ise, Arjantin’in sonu geldi, Gölgelerin krallığı ve Karanlığın krallığı’ndan ibaret.

Genel olarak değerlendirmek gerekirse; kitap Arjantin özelinde Latin Amerika halklarının folkloruna, mitlerine göndermeler yaparken aynı zamanda post modern zamanların göstergelerini de çok etkin olarak kullanıyor. 

(Bu kitabı ben de kaçırdım. Geçen kış okuma fırsatı buldum. O günlerde biz, postmodern devrimler yoluyla geçmişe dönmeye çalışıyor ve hayal aleminde yaşıyorduk.)

 Yazar, asıl mesleği olan psikanalizmin nimetlerini, ‘Prens’e  güzelce yedirmeyi bilmiş. ‘işte o zaman çevresinde sıkış tıkış birikenlerin gözlerinde, umutsuzluk içinde görme hasreti çektiğini görmek için, saf bir pırıltı olduğunu sezdi.’      

Tüm zamanlarda ve hassaten modern zamanlarda iktidarın yaslandığı illüzyon ögeleri olarak; göğe yükselme gösterisi ve akabinde kabinenin metruk  Palatino Sono Film stüdyolarında süren bekleyişleri vurucu bir anlatım olmuş.

Anladığım kadarıyla, Hristiyanlıktaki babasız İsa ve Meryem ana motifi, 12 havari ve aziz günlerinin sıra dışı anlamları (ayın 4’ü, Çarşamba, komisyoncuların ve spekülatürlerin azizi, Aziz Eusebio) göğe yükselme ile beraber 6666 ayete, minarelere, ezana, İstanbul’a, Ayasofya ve Sultanahmet’e de göndermelerle birlikte Makyavel’in prensine de işaretler içeriyor. Hatta  Makyavel’in Latin Amerika versiyonunun hikayeleşmiş bir modern versiyonu denebilir. ‘Farklı dinler onun ruhunda zıt yerler işgal etmiyordu; tam tersine, onları hepsinin toplamından çıkan tek bir şifre gibi algılıyordu.( s.124)

Göğe yükselişle hipnotize olmuş toplumun, yalnız ve tek tek bireylerden, günahkar bireylerden müteşekkil olmakla birbirine yaslanmış kaderci insanlarının, soyu Doğu'ya dayanan başkanlarını (Wari’nin oğlu), kurtarıcılarını beklemesi süreci ve psikolojileri ince ince tahlil edilmiş. ‘Kendi tarihimizi, ötekinin talihsizliğinin kerpiciyle inşa etmeyi öğrenmiştik. Ölü olanlarınmız alt çenelerimiz çarpa çarpa, başlarını koltuklarının altında taşıyan boğazlanmışların sarsak adımlarına gülüyorduk, kalçası çıkık olanlarımız felçliler karşısında tek ayakla dans ederek hünerlerimizi gözler önüne seriyor, miyop olanlarımız şaşıların karşısında övünüyor, şaşı olanlarımız ise körlerin gözlerinin boş gözevlerine gerçek (hakikat) asamızı batırıyorduk.’ s.123 

'Halkın mali durumu şimdi işten çıkarılan çalışanların ailelerine barınak olan Ulusal Hazinenin açık kapılarının acıklı görüntüsüyle özetlenebilirdi.' s.139

Sonuçta Kurtarıcı görünmez akıl hocası eşliğinde (Batı) bombalarıyla geri dönüyor. Önce makinalılarla üst üste yığılan insanların son gördükleri de Hiroşima ve Nagazaki’deki gibi bir şekil oluyordu.

Wari’nin oğlu, ilkin arkasında bir sürüngen ordusuyla dağdan köye inmiştir. Yolda önce lamasını otlatan çobanla karşılaşır. Hayvanların sütü, eti ve derisi karşılığı kendilerine köle ettiği insanı görünce bu insanları etkilemenin ne kadar kolay olduğunu düşünür.

O'nun en sevdiği şey parmağını ıslatıp para saymaktır. Gözden düştüğünü görünce, sırayla evlatlık aldığı çocuklarını öldürtür. Halka şirin ve güvenilir görünmek için bir hayat kadınını ilk topladığı parayla satın alıp öksüz çocukları toplamıştır. Halka açık cenaze törenlerinde halkın merhamet duygularıyla oynayarak iktidarını sürdüre gelmiştir. En son kendi oğlunu da komik bir şekilde (boğazına tavuk kemiği kaçarak) öldürtünce karısı konuşmayı kesmiştir. Ta ki, göğe yükselme gününe kadar. Aralarının iyi olmadığı boşanacakları haberleri muhalefet tarafından çıkarılınca, halk galeyana gelir. Bağlayıcılığı olmayan bir referandum bile isterler. 

Siyasi cinayet konusunda çok mahirdir. Kendisine bir tehlikeden bahsedilince İçişleri bakanının cevabı her zaman 'Bir şeyler düşünürüz' olur. Resmi işlerle ilgili araştırma yapan gazeteci, imzası olan gazeteler ağzına tıkıştırılarak gazetenin bayrak direğine asılı olarak bulunur. Olayı inceleyen mahkeme üyeleri, delillerle beraber mahkeme ateşe verilerek yakılır. Ayrıca bu gibi karanlık cinayetler, daima muhalefetin üzerine atılır.

Tek ayakkabı, tek küpe gibi yılanın ağzından çıkardığı hediyelerle efsunladığı halkı, yıllar yılı ikinci teklere sahip olmak için umutla beklettikten ve beklentiyi gün be gün yükselttikten sonra üzerlerine ölüm yağdırarak finali yapar.

Kendi dillerini konuşan ve kaderini benimsedikleri başkanları bilinmeyen bir ülkede kazancını biriktirirken, onlar her gün biraz da uçuk vaatlere aldanıp birbirlerini kırarken O’nun iktidarını korumak için gerekirse öz evlatlarını bile yok edecek kadar aşağılık sürüngenler dünyasına mensup olduğunu göremediklerinden - görmek istemediklerinden köpekleşerek; ‘aynı biçimde utançtan süngüsü düşen biz köpekler de sonsuza dek uzaklaşmaya ve ilkel kurt koşullarımıza geri dönmeye karar verdik.’ (S. 170)


Kabinedekilerden bazılarının arşiv bilgileri şöyle;

Soyadı ve adı: Tamburini, Sabatino Sixto

Takma adı: Bayan kel

Özel işaretleri: Cepheden de profilden de tostoparlak: ters ışıkta fark ayırt edilemez.

Mesleği: General Grondona’ın cunta yönetiminde eski maliye sekreteri, Amiral Zaranga y Hobbes’in idare ettiği askeri cunta genel müdürü, General Balın emrindeki askeri cunta hükümeti döneminde Maliye Bakanı. ‘Köpeklere ölüm, kuduza ölüm’ sloganıyla yoksulluğa karşı yürütülen resmi kampanyanın mucidi.

İş tecrübesi: ‘Köpeğe ölüm, kuduza ölüm’ sloganlı yoksulluğa karşı kampanya çerçevesinde, Paseo del Retiro’nun yanında bulunan Virgen Santa mahallesindeki kartondan küçük evlerin, içinde oturanlarla birlikte makinelerle birlikte süpürülerek, işbirlikçilerle birlikte sökülmesi operasyonunun fikir babası olmakla suçlandı.

Son görevi: Maliye bakanı.

İkametgah: Bilinmiyor. Son olarak Parlamento kubbesi üzerinden uçarken görüldü.

 

Soyadı ve adı: Santa Marina Gregorio Felix

Takma adı: Çakır göz

Özel işaretler: Yok.

Meslekleri: Santa Marina Şirketi’nin başkanı. Avukat. Anayasa Hukuku profesörü. General Grondona’nın başını çektiği askeri ayaklanmanın, ‘Anayasayı korumak için anayasanın kaldırılması ya da Kral öldü, yaşasın Kral ya da 1 no’lu Tebliğ’ bildirisini basıma hazırlayan. Amiral Zaranfga y Hobbes hükümeti sırasında, geçici anayasa olarak hizmet görecek ’Hukukun gücü ve Gücün Hukuku ya da Hepsi duvara karşı’ manifestosunu basıma hazırlayan. General Balin idaresindeki askeri cuntanın ilan edeceği ’Ulusal Yeniden düzenlenmenin esasları ya da Hareket eden paradır’ deklerasyonunun yazarı.

İş tecrübesi: Hukuk dışı muameleler.

Son görevi: Adalet bakanı.

İkametgah: Bilinmiyor. Son olarak Parlamentonun kubbesi üzerinde uçarken görüldü.


Kitabı okurken ince imaların kılavuzluğunda hüzünlü ama aydınlanmacı bir okuma gerçekleştirmek mümkün.

yönetici kendi kendini zenginleştirmeye ehil olmayanın, vatandaşlarını zenginleştirmekte de başarısız olacağına inandırmak durumundadır halkı. (’ s. 138)

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder