Gazze ve Filistin'in tamamını ilhak ile ilgili açık niyete rağmen sustular ve iki devleti çözüm balonuyla meşguller.
Her gün Gazze'deki soykırım hakkında yazmak istiyoruz ama umutsuzluk ve hayal kırıklığı yazmaktan alıkoyuyor. Sözlerin anlamı kalmadı şu anda ve günbegün bir soykırımın, -üstelik BM eşliğinde- gerçekleşmesini izlemek zorunda bırakıldık. Tahrip gücü yüksek bir öfke içimizde büyüyor ve dünyanın suskunluğu hukukun hukuksuzluk olduğunu ve adalet için bu sahte hukuka karşı 'hukuksuz' yöntemler geliştirmek gerektiğini fısıldıyor kulağımıza.
Bunu sindirmek mümkün değil!
Tarihteki Musa hikayesinin ne anlama geldiğini yaşayarak gördük. Zannımca bu firavun ve Musa'nın kavmi hikayesi bugünkü yahudilerle değil, semitik filistinlilerle ilgili. Günümüze uyarlanınca hristiyan ve müslüman orjinal dindarlarla alakalı. Siyonistlerin bu a
nlatıları sahiplenmesi -Hz. İbrahim barışı gibi-büyük hırsızlık ve çarpıtmalarından sadece. Gazze'de yaşanan soykırım onların nasıl kolay yalan söyleyebildiğini ve hakikati çarpıtmada ne kadar mahir olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
nlatıları sahiplenmesi -Hz. İbrahim barışı gibi-büyük hırsızlık ve çarpıtmalarından sadece. Gazze'de yaşanan soykırım onların nasıl kolay yalan söyleyebildiğini ve hakikati çarpıtmada ne kadar mahir olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Muhtemelen şu anda Gazze halkının sürgünü gibi bir olay geçmişte de yaşandı ve anlatının tam tersi olarak insanlar Mısır çöllerine sürüldü.
Batılı arkeologlar; Mısır'da yahudilere bir tarih uydurmaya ne kadar uğraştılarsa da bunu destekleyecek tek bir kanıt bulamadılar kazılarda.
Batının genlerine işlemiş kolonyalizmin yeni bir sürümünü izliyoruz Gazze'de, o kadar.
Korsancı radarları her zaman olduğu gibi çalacak toprak ve maden peşinde.
O kadar içselleştirmişler ki bunu; yüzleri kızarmadan savunmaya ve desteklemeye devam ediyorlar.
Gözlerini hırs bürümüş. Ortadoğudaki aşağılık kolonilerini desteklemek için ''saldırgan ideolojilerini' dünyaya 'İsrail'in kendini savunma hakkı vardır! jargonuyla pazarlıyorlar. Peki ya toprağın ve tarihin gerçek sahiplerinin!?! 'Çıkar siyasetlerinin' dışında her şeye karşı duyarsızlar.
bunlar bütün dünyanın bildiği hakikatler ve altmış yıllık kişisel tarihimde onlarca ihlal ve katliam gördüm; bunlardan ilki ilkgençlik yıllarımda Suriye'de Hama katliamıydı ve hafız Esad ordusuyla 40 bin vatandaşını öldürdü ve batı ve BM'den hiçbir yaptırım gelmedi. Yine 1992'de Bosna'da Hollandalı BM barış gücü askerleri silahlarını teslim aldıkları Bosnalıları infaz etti ve hiç biri ceza almadı.Gazze'ye atılan 'kimyasal silahlar' ABD menşeli. Afganistan'da da Gazze'deki gibi işgal için Taiban'ı bahane ettiler.
Batı hep barbardı ve medya ve yerleşik ajanlarıyla hükümetleri ve halkları manipule ederek çıkarlarını sağlama alıyor. Şu anda epsen davasında açığa çıkan cinsel şantaj ve milletvekilllerini parayla satın alma da en çok kullandıkları yöntemler.
Yahdileri kullanışlı bulmalarının sebebi onlar kadar ahlaksız ve paraya düşkün olmaları.
İronik olansa on yıllardır müslümanları fundamentalist olarak etiketleyip bozulmuş yahudilik ve hristiyanlık arkasına saklanarak, yayılmacılıklarına kılıf yapmaları ve insanlığı yaftaladıkları her melaneti, medeniyet adına işliyor olmaları...
yine de gazze halkına yardım edememek insanın ağrına gidiyor.
ABD ve İsrail'in Ortadoğu'yu karıştırmasına ve Gazze'de filistinlilere uyguladıkları soykırım ve Batı Şeria'yı tamamen ilhak etmeye başlamalarına karşı İsrail'e ekonomik ambargo ve alenen ABD ve İsrailin yanında duran 'yozlaşmış BM'yle aralarına mesafe koymalarını bekliyorum. Artık Batılı kurumların kendileri dışındaki dünyayı temsil etmedikleri ortada. örnek olarak 5 daimi üyeden hiçbiri abd ve İsrail'i durdurmak için harekete geçmedi. (Birleşik Krallık, Çin, Rusya ve Fransa). Üstelik Bosna'dakine benzer bir ihlal de, BM'nin yirmi aydır israil ve ABD'nin Gazze'deki soykırımına müdahale etmezken, Suriye'de İsrail'in Golan'ı işgal ve Şam'ı bombalamasına ve İsrail yanlısı Dürziler için hemen BM barış gücünü bölgeye göndermesi..
Yine Lübnan'da İsrail işgalinin ve bombalamalarının görmezden gelinmesi ve BM'nin suskunluğu..
İnsanlık; yalan cennet vaatlerinden usandı. BM ve ülkeler, Gazze'ye insani ve tıbbi yardım bile sokamazken, atılan yüzbinlerce ton bombanın zararlarını görmezden gelip' iklim safsatalarına' maruz kalmak ve muhtemelen bombaların tetiklediği yangınlar tedirgin edici. Yangınlar kimyasal etkilerin küçük bir kesiti. Toprağın zehirlenmesi ve sakat doğumlarla kanserin yaygınlaşması da gelecek onyıllarda maruz kalacağımız tehlikelerden.
Dokuz Güney'e karşı 157 ülke etkisiz durumda.
Batının metodu hukuka uygun ise ordan burdan toplama askerlerle Ortadoğu'yu işgal edebiliyorlarsa 157 ülke de aynı yöntemi kullanarak topraklarını savunmalı! Abbasiler gibi Moğolların (bugün Batı İttifakı) gelip şehirlerimizi yıkmasını beklememeliyiz. Hatırlarsınız Moğollar şehrin anahtarını alsa dahi insan kafataslarında piramitler yapmışlardı.
Gazze halkı buna razı olmadığı için yok ediliyor. Dünya soykırım sürerken, Gazzelilerin canı ve kanı üzerine yapay bir Filistin devleti kurmaya çalışıyor. Filistin devletinin önkoşulu Gazze'deki soykırımı durdurmak ve bunun için BM'nin askeri müdahalesini sağlamak olmalı!
Sonsöz olarak; dünyada adalet üzerine bir düzen kurulana kadar hukuk içinde kalmak ve saldırgana müdahale etmemek, insanlık için tehdittir ve böyle hareket edenler gelecek ve bugünkü nesillerini kurda kaptırmak dışında hiçbir kazanım elde edemeyecek sadece halklarını oyalayıp kandırmış olacaklardır.
Böyle ürkütücü bir dünyada yaşamaktansa her şeyin (silahların ve batı medeniyetine dair) yok edilip başa dönülmesi gerekse insanlık adına daha doğru olacaktır. İnsanlığı tehdit eden bu teknolojiyle dünyanın 'yaşanabilir olması' mümkün görünmüyor.